Laf Salataları

Hani derler ya laf salataları diye. Aynen bakıyorum da bizi bir şeye benzetemeyenler artık takip eder olmuşlar. Ne yapsak hemen burunlarını sokuyorlar. Aslında iyi şeydir takip edilmek. Başarınızın takdiridir. Nazardan korkmasam budur lan diye haykırasım geliyor. Ard, arda capsları koyup dostu, düşmanı imrendirmek geliyor. İnşallah 2013 yılı herkese hayırlı, uğurlu bir sene olur. All is well, all is well 😀

Hey İstanbul Hey Anılarımdan

istanbul

Sağlam bir darbesini yemediği müddetçe kimsenin bırakıp gidemediği o şehir İstanbul’ da aç sefil sürünüyordum o zamanlarda. Köhne bir pansiyonda taban tahtaları çürümüş, nem kokulu bir odada kalıyordum. Birkaç tane eski püskü elbise, bir masa saati birkaç tane başucu kitabı az sayıdaki eşyamı oluşturuyordu. Odanın köşesindeki ahşap masada her gün gerekirse yemekten kısıp bir iş umuduyla ilanlarına bakmak için aldığım gazeteler duruyordu. İstanbul’un taşı toprağı altındı oysa, bu şehri bilmeyenin dediği söz buydu. İstanbul hey İstanbul hey… Öyle bir şehirdir ki; can yakan, kalp acıtan bir sevgili gibidir. Ne vazgeçebilirsin ne de rahat katlanabilirsin ona. Hayatta düşmesin bir insan, bir iki tekme de tanıdıkları, iyi günde dost diye yanında gezenleri atar.

Çok zor günlerdi, zor zamanlardı. Kunduracılıktan anlar, saya dikimi yapabilirdim, çekirdekten yetişme mesleğimdi. Ama ne yazık ki bu işi artık makineler yapıyordu. Bir gün yine yarı aç yarı tok dolanırken Sarayburnu’nda denizin kenarına bir banka oturdum. Bir adam geldi, oturabilir miyim? Sözcüğüyle. Tabii dedim buyrun. Adam oturdu.

-Buralı mısın genç? Memleket neresidir?

-“Hayır, Konyalıyım abi.” Dedim

-Hımm Konya güzel memlekettir. Her yerini gezdim sayılır. Peki ne işin var bu koca deryada?

 

İçimden düşünüyordum bu soruya nasıl bir cevap vereceğimi. İş umudu demek pek doğru sayılmazdı. Bir kaçıştı benimkisi, umarsız, firar edercesine. Ama kimden veya neden kaçıştı orası meçhul.

Adam sorusunun cevabını bekliyordu. Dedim ki; “İstanbul derler abi, bir gitmek görmek yaşamak lazım.”

Adamın bu sözüme cevabı dudak kenarı bir tebessüm ve hafiften bir baş sallaması oldu. Elini dizime vurdu ve dedi ki: “ Evlat, hayat senaryosu çekime giderken yazılmış bir Türk filmi gibidir ve hayat, karşıtının ölüm olduğu sanılan ama karşıtı olmayan bir kavramdır.” Adam kalktı, karanlığa bürünmeye yüz tutmuş İstanbul simasında yürüyüp gitti.

 

Belli ki benim kafadan bir adamdı, hayatı ne önemsiyor ne de bırakıveriyordu ve biraz yalnızlık tutkunu ve biraz da maceracıydı. Ama bunların yanında kaderin getirdiğini de isyan etmeden karşılamasını biliyordu. Olması gereken de bu değil miydi zaten insanın fıtratında?

 

Düşündüm adamın son sözlerini; gerçekten de hayat aceleye gelmiş bir film çekimi gibiydi. Ve evet gerçekten de hayatın zıttı ölüm değildi ki, doğumun zıttıydı ölüm ve hayatın zıttı yoktu… Anca eşanlamlısı vardı yaşam. Sizlere yaşamınızda başarılar dilerim. Bana da birgün belki şiir yazar Hayaloğlu diye bir şair.

Karaoğlan İzlenimlerim

karaoglan

Son zamanlardan sinema dünyasıyla yakından ilgilenmem benim için en büyük sosyal etkinliklerden biri oluyordu. Karaoğlan filmi bence şimdiye kadar çekilen en iyi Türk aksiyon filmidir. Filmde birçok eksik olduğu konusunda hem fikirim ama ağır eleştirileri haketmediğini düşünüyorum. Filmde tanıdık ünlü bir aktör yok ama aksiyon sahneleri çok iyi. Senaryo biraz daha abartılı yapılabilirdi. Prenses rolünü üstlenen kızımızı beğenmedim. Fetih 1453 kadar bence iyi filmdi. Türkler artık sinema sektöründe bu kadar güzel film yapabiliyor. Bence bunu herkesin taktir etmesi gerekiyor. Bundan sonra eski tarihi filmleri hollywood standartlarında izleyeceğiz. Osmanlı ve Selçuklu ondan önce Göktürkler dönemi bizim tarihimizden binlerce film çıkabilecek potansiyelde. Fetih 1453 ve Karaoğlan bence Türk sinema dünyasında çığır açması gerekir. Bunuda millet olarak desteklemeliyiz. Buradan filmin fragmanını seyredebilirsiniz.

Tırnak Bakım Oyunları

tirnakbakimi
Gündemin en önemli bazende en fazla yoğun olduğu zamanlarında tırnak bakım oyunları beni buluyor. İnternet dünyasında en fazla oynanan oyunların başında geliyor. Sağlık olan birçok çocuk hayatı anlamak için oyunlara merak duyar. Bu iç güdüsel bir olaydır. Bu zamanlarda onlara temizlik gibi hassaslık isteyen konularda eğitimi vermek için bazen oyunlardan yardım isteriz. Bu en güzel ve eğlenceli öğretme metodudur.
Her zaman sizlere çocuk eğitimi hakkında seveceğiniz farklı fikirleri verenler olacaktır. Ama oyun ile eğitimi bir birleri ile harmanlarsak gerçek anlamda güzel bir eğitimi vereceğimiz kesinlik kazanacaktır.

Bir Yıl Daha Aktı Geçti

2012 yılını gerilerde bıraktığımız bu saatlerde bir yeni yıl mesajı yayınlamak istedim. 2012 yılı ilk başlarda bana büyük dersler verdi. Hatta iyi ders verdi diyebilirim. Acısıyla tatlısıyla geride bıraktık bu yılı. 2012 yılında yaptığım en iyi şeylerden biri evlilik oldu. İş konusunda biraz tecrübe sahibi oldum. Sınırsız güven duygusunun kötü bir şey olduğunu ve peygamberin dediği gibi iş ve yahut alış verişlerde hukuki olarak insanın yaptıkları şeyleri belgelendirmesi gerektiğini öğrendim. İşte 2012 de yaptığım en güzel şeylerden biri evlenmek, kendi işimi kendim yapmanın güzel olduğunu öğrendim.

Bana her konuda desteğini esirgemeyen eşime teşekkürlerimi borç biliyorum. İnşallah bizim için 2013 yılı mutlu, huzurlu ve bol kazançlı bir yıl olur. Ailem içinde 2013 yılında Allah bizlerden fevzi bereketini esirgemesin. Hepimize rahmet ve bereket yağdırsın.  2013 yılı tüm İslam Alemine birlik ve huzur getirsin. Allah Düşmanlarımızın planlarını bozup ülkemizde barış içinde yaşamayı nasip etsin. Allah aileme tüm inanan insanlara 2013 yılında huzur ve mutluluk nasip etsin. Bütün dostlarımın yeni yılı kutlu olsun.